site içinde arama yapın:
DİĞER SİTELERİMİZ
Psikosomatik hastalıklar nasıl olur?
Ruhsal kaynaklı hastalıklar
Çoğu kişinin aklına "sağlık" deyince yalnızca bedensel sağlık gelir. Oysa sağlıklı olmak beden sağlığı yanında ruh sağlığını da içerir. Ne kadar "sağlıklı" olursanız olun, kendinizi yine de "iyi" hissetmeyebilirsiniz. Bedensel sağlık ile ruh sağlığı arasında keskin bir sınır yoktur. Birbirlerini hem olumsuz hem de olumlu yönde etkileyebilirler.
Beden sağlığı ile ruh sağlığı arasındaki yakın ilişkiyi daha iyi tarif edebilmek amacıyla bu ilişkinin en belirgin olduğu bir kavramdan söz edilmelidir: Psikosomatik Hastalık.
Psikosomatik hastalık psikiyatride, "bedensel yakınmalarla seyreden ancak organik bir bozukluktan kaynaklanmadığı, "psikolojik" kaynaklı olduğu düşünülen" hastalıklara verilen isimdir.
Bu hastalığa verilebilecek en iyi örnekler arasında mide hastalıkları, migren tipi baş ağrıları, bazı bağırsak hastalıkları ve kadınlarda başka türlü açıklanamayan Adet Öncesi Gerginlik Sendromu belirtileri sayılabilir.
Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Tıbbi terimleri doğru kullanma açısından yazının devamında psikosomatik hastalık yerine DSM-4 El Kitabı'nda (bu kitap psikiyatristlerin hastalık tanısı kriterlerini içeren bir kitaptır) yer alan şekliyle somatoform bozukluk kavramı kullanılacaktır.
DSM-4 somatoform bozuklukların bir alt grubu olan somatizasyon bozukluğunu şu şekilde tarif eder:
"Somatizasyon Bozukluğu, Birkaç yıllık bir dönem içinde ortaya çıkan, tedavi arayışlarıyla devam eden, sosyal veya mesleki işlevlerin bozulmasıyla sonuçlanan çok sayıda fizik yakınma öyküsünün beraberce olmasıdır."
Bu tanım okuyucuya çok olağan dışı gelmeyebilir. Tanımlamaya devam edelim:
Somatizasyon bozukluğu tanısının konması için aşağıdaki tanı ölçütlerinden her biri karşılanmış olmalıdır:
-
dört ağrı belirtisi (en az dört ayrı yer veya işlevle ilişkili ağrı) (baş ağrısı, karın ağrısı, kollarda bacaklarda ağrı, menstruasyon (adet kanaması) ağrısı, idrar yaparken yanma gibi)
-
iki sindirim sistemi belirtisi (bulantı, şişkinlik, gebelik dışında kusma, ishal, yiyeceklerin dokunması gibi)
-
bir cinsel işlev veya genital sistem belirtisi (adet düzensizliği, adet kanamalarının normalden fazla olması, erkekte iktidarsızlık, kadında ve erkekte cinsel isteksizlik gibi)
-
bir nörolojik belirti (denge bozukluğu, bölgesel felç veya güç azalması, yutma güçlüğü veya boğazda düğümlenme hissi, dokunma duyusunun yitirilmesi, çift görme, körlük, sağırlık, bilinç yitimi (bayılma dışında kalan) gibi)
-
Tıbbi muayene, laboratuvar incelemeleri ve görüntüleme yöntemleri sonucunda saptanan organik bir bozukluk yoktur, veya saptanan organik bozukluk, belirtileri açıklayamamaktadır.
-
Hasta alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı değildir.
-
Psikiyatrik inceleme bu belirtilerin amaçlı olarak ortaya çıkarılmadığını düşündürmektedir."
Bu tanımlamadan çıkaracağımız çok şey var:
-yukarıda sayılan belirtilerin önemli bir kısmının zaten psikolojik olarak ortaya çıkabileceği bilinmektedir: baş ağrısı, mide ağrısı, kabızlık gibi belirtilerin "psikolojik" olabileceği o kadar da mantıksız görünmemektedir.
-ilginç olanı, nörolojik belirtilerde olduğu gibi körlük, sağırlık, nörolojik kayıp, denge kaybı gibi ciddi belirtilerin de bazı durumlarda organik belirtilerle ilişkisiz olabileceği yani daha basit bir anlatımla "psikolojik" olabileceğidir. Yani tıbbi hastalıklarda ortaya çıkan belirtilerin tüme yakını ruhsal süreçler tarafından da ortaya çıkarılabilmektedir!
Ruhsal Süreçlerin Bedensel İşlevleri Etkilemesi Nasıl Açıklanabilir?
Sigmund Freud'un ilk olarak tarif ettiği ve daha sonradan genişletilen bilinçdışı savunma mekanizmalarından biri olan somatizasyon, sorumuza kısmi bir açıklama getirmektedir.
Bilinçdışı savunma mekanizmaları, basit bir anlatımla bilincimizi "zorlayan" olaylar karşısında psikolojik bütünlüğümüzü korumak için bilinçdışımızın bizim isteğimiz ve bilgimiz dışında aldığı bir dizi önlemdir. Bu savunma mekanizmaları genellikle amacına ulaşır ve örnek olarak bastırma adı verilen savunma mekanizması "bize ağır gelebilecek" yaşantıların bilincimizden çıkarılarak bilinçdışımıza itilmesini sağlar. Neden bulma mekanizması, başarısızlığımız için "mantıklı" bir neden bularak acı çekmemizi engeller.
Somatizasyon da bir bilinçdışı savunma mekanizmasıdır. Bu mekanizmada çoğu "saldırgan" olarak nitelenebilecek dürtüler çıkış yolu bulamamakta ve bedene yöneltilerek (bilinçsizce) bedensel belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Buradan çıkarabileceğimiz en önemli sonuç, bilinçdışının insan sağlığı üzerinde mutlak bir egemenlik kurabileceğidir.
Elbette bilinçdışımız kontrol dışı çalışan, hiçbir şekilde yönetilemeyen bir parçamız değildir. Aslında tam tersi biz günlük hayatımızda bilinçdışımıza adeta emirler veririz:
"Kendimi kötü hissediyorum" dediğimizde bilinçdışımız bunu "kendimi kötü hissettir" şeklinde bir emir olarak algılamakta ve bedenimizde bu yönde değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Önemli not:
psikoloji ve psikiyatri bilimi sürekli olarak gelişmekte olmakla beraber henüz çoğu bilgi teori aşamasındadır. Örneğin "bilinçdışı" bir kavram olarak artık yerli yerine oturmuş olmakla beraber varlığı henüz gösterilmemiştir. Bu yüzden burada ve daha sonraki yazılarda verilecek bilgiler istemeden de olsa daha çok teori ve varsayımlar üzerine kurulu olacaktır. Verilecek bilgiler ne tanı koymak ne de tedavi etmek içindir. Bu bilgileri yalnızca ruhsal süreçler hakkında bilgi sahibi olmak ve iç görü kazanmak (kendinizi tanımak) için kullanmalısınız.
Cinsellik ve Korunma
Jinekolojik Sorununuz İçin Muayene Randevusu Alın:
Jinekolog Dr. Kağan Kocatepe'den mesai günlerinde 9.30-18.00 arası randevu almak için:
0555 663 13 13
0212 268 45 02
Telefonla tıbbi sorularınıza yanıt verilememektedir.
Adres: Nispetiye Cd. 36/3
Levent II Apt. - Kat 2 Daire 3-4
Etiler - 1. Levent / İstanbul
Muayene Saatlerimiz:
-
Pazartesi: 11.30-18.30
-
Salı: 12.00-18.30
-
Perşembe: 11.30-18.30
-
Cuma: 11.00-15.30
-
C.tesi: 09.00-18.00